top of page
Search

ZAMANSIZ BİR KIYAFET: KÜÇÜK SİYAH ELBİSE

  • retropol
  • Mar 16, 2019
  • 3 min read

Updated: Jun 28, 2023

Moda dünyasında hemen hemen her şey kısa ömürlüdür. Trend sürekli değişir, yerine yeni ve farklı şeyleri getirir. Ama bu uzun süreli moda dünyasında asla kaybolmayan, modanın her dönemine ayak uydurmayı başarmış bir parça var elimizde; Küçük Siyah Elbise. Küçük Siyah Elbise hayatımıza gireli tam tamına 93 yıl oldu. Ama yine de her şeyi çok hızlı tüketen bizler bu elbiseyle olan ilişkimizi niye kesemedik, işte bu yazımız tam da bununla ilgili. Küçük Siyah Elbisenin 1920’lerden 2010’lara kadar nasıl asla unutulmadan moda dünyasının içinde olmaya devam ettiğini bir de bizim merceğimizden okuyun istedik.



1926’dan önce yalnızca yas dönemlerinin kıyafeti olan Küçük Siyah Elbise, Coco Chanel’in tasarımına kadar cenaze törenleri dışında giyilmemekteydi. O döneme kadar Küçük Siyah Elbise, yalnızca John Singer Sargent’in Madame X’in portresi adlı eserinde bir moda ekolü olarak kullanılmış, kadının seksiliği ve çekiciliği bu kıyafetle vurgulanmıştı. Bu portrenin ne kadar Coco Chanel’e ilham olmuş olabilme ihtimalini düşünmüş olsak da buna dair bir kanıt elimizde bulunmuyor.



Küçük Siyah Elbise’nin moda sahnesine resmi olarak ilk çıkışı, 1926 yılında Chanel’e ait Küçük Siyah Elbise tasarımının Vogue dergisi edisyonunda yayınlanmasıyla oldu. Dergi bu tasarımı Ford araba markasıyla özdeşleştirmiş ve bu tasarımın da aynı Ford arabaları gibi sade ve kalıcı olacağını vurgulamıştı. Bununla birlikte bu tasarımın özgürleşen kadının sembolü olacağını da öngörmüştü.




1930’lara gelindiğinde de Küçük Siyah Elbise’nin yükselişi daha şaşaalı olarak aynen devam etti. Bu dönemlerde Jazz topluluklarının da ortaya çıkışıyla Küçük Siyah Elbise bu müzik akımı içinde bir klasik olarak yerini almış ve oldukça popülerleşmişti.





Tarihler 1940’lı yılları gösterdiğinde, belki modern çağımızın en kara günleri olan savaş yıllarında Küçük Siyah Elbise, kadınlar tarafından en çok tercih edilen kıyafet oldu. Bunun sebebi elbisenin 1930’lu yıllardaki o neşeyi ve eğlenceyi temsil edişinin aksine savaşın karamsarlığını ve yoksulluğu temsil etmesiydi. Bunun yanı sıra Küçük Siyah Elbise için aksesuar bulmanın ve fazla efor sarf etmeden de şık olmanın kolay olması da tercih edilmesine sebep verdi.




Bu kara günlerden yaklaşık on yıl sonra Hollywood filmlerinin de popülerleşmesiyle Küçük Siyah Elbiseye bakış tamamen değişti. Muhafazakar görünümle seksiliği birleştiren bu elbise, 1950’li yılların sahnesi için mükemmel bir parça olarak görüldü. Aynı yıllarda Dior’un New Look koleksiyonunda elbiseye eklediği kabarık etek detayı sayesinde Küçük Siyah Elbise, dönemin en trend kıyafeti oldu.






1960’lı yıllara gelindiğinde Küçük Siyah Elbise jenerasyon farkıyla ikiye bölündü. Yaşlı kesim Küçük Siyah Elbise’yi daha muhafazakar bir tarzda giymeyi tercih ederken genç nesil ise daha kısa, hatları daha belli eden şekliyle giymeyi tercih ediyordu. Bu dönemde bu derin farklılaşmayı yaratan ve aynı zamanda mini eteğin mucidi olarak da tanıdığımız Mary Quant’tan başkası değildi. İnsanlara modanın eğlenceli olduğunu ve modanın bir oyun gibi algılanabileceğini göstermiş, kadınları bu dönemki özgür giyim şekli için cesaretlendirmişti. Yine de dönemin en ikonik Küçük Siyah Elbise modeli kesinlikle Audrey Hepburn’ün başrolünde oynadığı Breakfast At The Tiffany filminde giymiş olduğu elbisesiydi.






Punk Rock’ın da ortaya çıktığı 70’li yıllara geldiğimizde giyilen kıyafetler daha ziyade insanların kimliklerini yansıtıyordu. Bu dönemde daha ziyade düz, dantel detaylı ve daha çeşitli olarak giyilen Küçük Siyah Elbise, bir istisnaydı. Bu dönemin kıyafetleri çoğunlukla yırtmaçlı, kesik, PVC’den yapılmış ve file çorap ile giyilmekteydi.








Abartılı çizgilerin olduğu 80’lerde de Küçük Siyah Elbise parlak ve vatka omuz detaylarıyla tercih edildi. Ve dönemimizin tarihlerine yaklaşmış olduğumuz 90’ların Grunge Modasıyla Küçük Siyah Elbise 80’lerin abartılı modasının tersine daha sade bir hal almış sade botlarla ve sandaletlerle giyimi tercih edilmişti.






Milenyum çağına geçtiğimiz dönemlerde Küçük Siyah Elbise, 80.yaşına girmişti. Moda’nın sınır tanımayan bu döneminde bile varlığını sürdüren Küçük Siyah Elbise, Bandeau ve Babydoll partilerinin en popüler kıyafetiydi. 2010’ların başlarında ise Küçük Siyah Elbise, örgü detaylı, vücut hatlarına yapışan bodycon modası ile 80’leri andırıyordu. 2020’lere doğru modanın Grunge’ı tekrar etmeye başlamasıyla Küçük Siyah Elbise, yeniden sade bir görünüm aldı.










 
 
 

Comments


RETROPOL

bottom of page